Doğumdan sonraki yaklaşık iki aylık sürece verilen addır. Bazı kaynaklarda bu sürecin iki yıla kadar sürdüğü de belirtilmektedir. Doğumdan hemen sonra hormonlarında etkisi ile annenin duygusal durumundaki değişimleri de kapsayan, halk arasında “lohusa psikolojisi”, kırkının çıkması olarak adlandırılan döneme verilen addır.
Doğum sonrası ailede yaşanan gerginliklerin çiftlerin hayatlarında bazen bir eşik olduğunu, bazen de yıllar süren bir çatışmanın başlangıcı olduğunu gözlemlemekteyim. Bu nedenle postpartum (hamilelik sonrası) dönemi ile ilgili ailelerin bilinçlenmesi önemlidir.
Hamilelik gibi özel bir sürecin anne adayları açısından heyecanlı ve bazen kaygılı bir bekleyiş olduğu bilinen bir gerçektir. Bu sürecin sağlıkla geçmesi için babanın desteği özel bir önem taşımaktadır. Baba, annenin bebekle ilgili heyecanını paylaşmalı, dinlemeli ve hastane sürecinde, kontrollerde yanı başında destek vermelidir.
Doğumdan hemen sonra başlayan lohusalık süreci ise annenin ruhsal olarak çok hassas olduğu bir dönemdir. Bu dönemde bebek ve bebeğin gelişimi ile ilgili yapılan yorumlar, hatta doğumun nasıl yapıldığı, annenin bebeği emzirmesi/emzirmemesi, sütün gelmesi veya gelmemesi hakkında yapılan yorumlar, eleştiriler anneyi derinden etkilemektedir.Bu etkileniş anneyi bebek ve kendisi ile ilgili olarak kaygılı, ilişkiler konusunda güvensiz bir ruh haline itebilir.
Hayatında ilk defa anne olma deneyimi ve onun getirdiği sorumluluklarla baş etmeye çalışırken babaya ve diğer ebeveynlere düşen görev bu süreçte anneye destek olmaktır. Destek öncelikle bu dönemin özel bir dönem olduğunu fark ederek anneyi dinlemek, bu süreçle ilgili kaynaklardan edinilen bilgileri o istediğinde paylaşmak ve yanında olmakla olacaktır.
Lohusalık döneminde de, hamilelik döneminde olduğu gibi anne en büyük desteği eşinden bekleyecektir. Bu dönemde babanın anne ve bebeğe özel zaman ayırması, diğer aile fertleri ile ilişkilerin düzenlenmesinde aktif rol alması anne ve bebeğin kendini daha güvende hissetmesini sağlayarak rahat bir atmosfer yaratacaktır.