Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlarca görülüyor. Buna karşılık dünyadaki gelirin %10’una kadınlar sahip.
Erkekler ise dünyadaki işlerin %34’ünü görüyorlar; ama toplam gelirin %90’ına, toplam mal varlığının %99’una sahipler.
Şehirlerde evli kadınların%18’i köylerde %76’sı eşlerince dövülüyor.
Türkiye’de 100 kadından 2 si yüksek öğrenim görebiliyor.
Daha fazla istatistiklerle kadının durumunu ortaya serip üzülmek istemiyorum. Bunun için yapılması gerekenler üzerinde herkesin düşünme sorumluğunu yerine getirmesi gerekiyor.
Bu noktada ‘başkasının yaşadıklarına beni ilgilendirmez’ diyemezsiniz, çünkü davranışlarınızı çoğu zaman toplum belirler. Yaşadığınız toplumda herhangi bir sıkıntı varsa, sizi yada yakınlarınızdan birini gelir bulur. Baş etmek zorunda kalırsınız…
Bu kadar mutsuz ve ezilen kadın varken ne çocuklar ne de erkekler mutlu olamazlar.
Durumdan sorumlu erkeklerle ilgileniyoruz…
Yıllardır psikolojik danışmanım, eğitimlerde bayanlar, seanslarda bayanlar, seminerlerde bayanlar, psikodrama oturumlarında bayanlar, hele de psikodrama grup çalışmalarında bazen tek bir erkek bulmakta bile zorlanırız.
Kadınlar çoğu zaman sorunlu oldukları için değil, sorun çözmek için başvururlar…Kendilerine düşen kısmı düzelterek, ilişkilerinin düzelebileceğine inandıkları için, duyarlı oldukları için, anne oldukları için yardım alırlar.
Erkekler yeterince geliştikleri inancı ile bu çalışmalara katılmaz, rağbet göstermezler… Gerçek bunun tam tersi olsa da, bunu söyleyen bir kadın olduğu için aldırmazlar.
Televizyon kutusunu sevmem, ancak bazen toplumsal davrandığım, başkalarının hakkına saygı duyduğum için mecburen izliyorum, en iyi ihtimalle dinliyorum. Yani gürültü şeklinde de olsa mecbur kalıyorum.2 gün önce adını bilmediğim şu kutuların açıldığı ve sürekli halktan insanlara ajitasyon yaptırılan programı, izlemek zorunda kaldım. Yuvada büyüyen bir kızın hikayesini bir psikolojik danışman edası ile soran spiker ve onun sorularına kayıtsız şartsız yanıt veren, hayatı boyunca yeterince sömürü malzemesi olmuş, hala olmakta olduğunun farkında olmayan bayanı izledim. Annesinin yaşadıklarını anlattı, babasını suçluyordu. Annesi küçük yaşta evlenmiş, babası da kötü davrandığı için, anlaşamamışlar ve iki kardeşi ile yuvaya verilmişti. Tablo üzücü, gözyaşları içinde anlattı, hayatının mahrem anılarını. Baba suçluydu!
Program esnasında yuva çocukları ile ropörtaj yapıldı.14 yaşında bir çocuk, babasının fiziksel saldırılarına dayanamayan annesinin, kendisini ve kardeşini yuvaya bıraktığını anlattı yaşlı gözlerle.Baba yine yapacağını yapmıştı!
Ertesi gün bu kez televizyondan daha sıcak davrandığım kitle iletişim aracı gazete de bir haber.Yeni kocası evlendikten hemen sonra,eski eşinden olan iki çocuğunu kabul etmediği için çaresizce yardım isteyen bir anne.Erkek yine tarihi görevi başında!
Bundan 2 yıl önce yaptığım bir sınav kaygısı grup çalışmasında, kaygılarının nedenleri üzerinde çalışırken konu öğrencilerin babalarına geldi. Bir kız öğrenci sorununu gözyaşları içinde anlatırken, babam bana hiç dokunmadı, hatta hiç sevdiğini söylemedi dedi.Daha kötüsü sekiz öğrencide buna katıldı.Görev başında babalar!
Gördükleri taciz nedeniyle yıllarca tedavi gören, yıllarca bunun izini silmek için uğraşan kadınlar konusuna hiç girmiyorum.
Ve biliyorum ki pek çok erkek çocuğu da babasından şiddet görerek büyüyor. Bir sıkıntı var erkekler aleminde.
Biliyorum fedakar babalarımız, ton ton babacan, sevgi dolu, yerine göre annelikte yapan babalarımız var. Ama inanın çok az!
Bu tabloyu gören mutlaka birileri var. Yapacağınız ilk şey onlara farkındalık kazanmaları için yol göstermek. Farkındalık kazanmaları için okumaları, yazmaları, kendini geliştirecek etkinliklere katılmalarını sağlamak.Mesela en yakın zamanda psikodrama yapmaları için yüreklendirmek.Aslında yazının içeriğinde fark edilmese de erkeklere yardım arz ediliyor.
Biliyorum,anlıyorum, onlara hep duygularını saklamak öğretildi, erkek adam olmanın yolu katı olmaktan geçti, duygularını söylemeye söylemeye kendileri de unuttular.Ancak geldikleri noktadan kendileri de hoşnut değil.Hoşnut olanlardan da, kadınlar ve çocuklar hoşnut değil.Geçmişteki yanlış öğrenmeleri düzeltmenin zamanıdır.Bu yaştan sonra olmaz mı?Çabalamadan yol alınmaz ki!…