Ergenlik dönemi, bireyin çocuk olmaktan çıktığı ve yetişkin olmadan önce yaşadığı bir dönemdir. Bu dönemde birey, büyür ve gelişir. Ergenlikte hızlı değişimler yaşanması sebebiyle bireyin beden algısı oldukça farklılık gösterebilir. Kişi, vücudunu daha çok farkına varmak ve daha çok tanımak isteyecektir. Ergenin vücudundaki değişiklikler kendi kontrolü dışında geliştiğinden dolayı ergende utanma, suçluluk duygusu ve kaygı bozukluğu yaşamasına sebep olabilir. Bu durum da kişinin beden imajı algısını etkileyebilmektedir. Beden imajı, bedenin başkalarına nasıl göründüğüne dair kişinin
düşüncesi veya kendi bedenine yönelik duyguları olarak tanımlanabilmektedir.
Ergenin bedeninden memnun olmaması ve bedenine karşı kötü bir algıya sahip olması kendisini mutsuz hissetmesine sebep olabilmektedir. Bedene karşı oluşan kötü algı ergenin sosyal ortamlardaki ilişkilerine kadar yansıyabilmektedir. Ayrıca, beden için oluşan kişinin kendi tutumu sosyal ilişkilerin yanı sıra bireyin benlik saygısını da olumlu ve olumsuz anlamda etkileyebilmektedir. Sosyal kaygı ve benlik saygısının azalması günümüzde gittikçe yaygınlaşan yeme bozukluklarına da zemin hazırlayabilmektedir. Ergenlikte büyüme ve gelişme hızındaki artış besin ihtiyacını da artırırken yeme bozuklukları nedeniyle yeterince veya kaliteli besin alamama büyümeyi de olumsuz yönde etkileyebilir. Yeme bozuklukları, bulimia nevroza, anoreksiya nevroza, obezite, tıkınırcasına yeme bozukluğu şeklinde görülebilir.
Ergende yeme bozukluğu neden oluşur?
– Olumsuz aile tutumu: Genelde baskıcı ve kontrolcü ebeveynlerin çocuklarında yeme bozukluğu daha sık görülebilir. Çocuk, en azından kendi yeme davranışını kontrol etmek isteyebilir ve bunu sağlıksız bir biçimde yapabilir.
– Benlik saygısında eksiklik: Kişinin kendi öz saygısında oluşan eksiklik yeme bozukluğunun en büyük tetikleyicilerinden biri olabilmektedir.
– Öğün atlama: Gençler özellikle kahvaltı öğününü atlayabilmektedir. Bunun sebebi yeme isteğinin olmaması veya zaman bulamama olabilir. Kahvaltı öğünü atlamak, obeziteye sebep olmanın yanı sıra kişilerin akademik başarılarını da olumsuz anlamda etkileyebilmektedir.
– Fast food tüketimi: Gençler arasında oldukça yaygın olan fast food tüketimi hem onların kaliteli besin alamamasına hemde daha sık acıkmalarına sebep olabilmektedir.
– Abur cubur yeme isteği: Gençler özellikle ders çalışırken veya televizyon izlerken porsiyon kontrolü olmadan abur cubur yiyebilmektedir. Yemek yerken bir şeylerle uğraşmak, yenilen yemeğin porsiyonunu kontrol etmeye engel olabilmektedir.
– Kalori kısıtlaması: Ergenlerde gittikçe yaygınlaşan yiyeceklerin kalorilerine bakma ve kalori hesabı yapma isteği kendilerini fazlasıyla kısıtlamalarına veya sonrasında tıkınırcasına yemelerine sebep olabilmektedir.
– Uzun süre aç kalma: Özellikle sağlıksız bir atıştırmalıktan sonra kişiler kendilerine ceza olarak “uzun süre aç kalmalıyım.”düşüncesine kapılabilirler. Bu da sonrasında tıkınırcasına yemeye sebep olabilmektedir.
– Ebeveynlerin yeme alışkanlıkları: Bir çoğu şeyi gözlem yoluyla öğrenen çocuklar ebeveynlerinin yeme tutumlarını da sahiplenebilmektedir.
– Aile ile yemek yemenin ve vakit geçirmenin azlığı: Yemeği genelde aile ile yemeyen veya aileyle daha az vakit geçiren ergenlerde yeme bozuklukları daha fazla görülebilir.
– Sosyal medyada mükemmel olma algısı: Sosyal medyaya fotoğraf koyarken yapılan shoplarla kendi vücudunu şeklini kontrol etmeye çalışan ergen, gerçek hayatta da bunu yeme bozukluğuyla sağlamaya çalışabilir.
– Çözülmemiş çocukluk çağı travmaları: Beyinde işlenmemiş, fark edilmemiş veya kabul edilmemiş çocukluk çağı travmaları yeme bozukluğunun tetikleyicisi olabilmektedir.
– Çevre baskısı: Özellikle kültürümüze yerleşen kilo almışsın/vermişsin gibi yorumlar ergenlerin baskı hissetmesine ve yeme bozukluğunun artmasına sebep olabilmektedir.
– Stres: Sınav kaygısını da içinde barındıran ergenlik çağında çocuklar, stresli durumlarda normalden daha az veya normalden daha sık yeme davranışını gösterebilmektedir.
– Sağlıksız besinlerle ödüllendirme ve ceza verme: “Bugün şu davranışı gerçekleştirdiğin için akşam yemeği yiyemezsin.” ya da “Böyle güzel bir şey yaptığın için ödül olarak bir tatlı yiyebiliriz.” gibi cümleler ergenlerin besini bir ödül ya da ceza olarak görmesine sebep olabilmektedir. Sağlıksız bir besinin ödül olarak görülmesi o besini yeme isteğini de artırabilmektedir.
Sonuç olarak, yeme bozukluğuna sahip ergenlerin ebeveynlerinin bilinçlendirilmesi ve multidisipliner bir çalışmayla kişilerin terapi almaya yönlendirilmesi gerekmektedir.
Psk. Bengi Kuseyri