Yeme bozukluğu yaşayan çocuk ve ergenlerin sayısı gün geçtikçe artış göstermektedir. Geçmiş yıllara nazaran artan yeme bozukluğu problemi artmış olmaktadır. Yeme bozukluğu nedir diye bakacak olursak, bireylerin yaşadıkları psikolojik rahatsızlık nedeniyle mental, duygusal sebepler ve çevresel faktörlerin etkisiyle yetersiz veya aşırı besin tüketmesidir. Yeme bozukluğu yaşayan bireyler kilolarına ve bedenlerine fazlasıyla ilgili olabilir. Gün içinde zihinleri sürekli aldığı kalorinin hesabını yapmakla, aynada nasıl göründüğünü sorgulamakla meşguldür. Yeme bozukluğunun artması büyük oranda ergenleri etkilemektedir. Bunun sebebi, ergenlerin zaten hali hazırda büyüme çağında olmaları ve yetişkinliğe adım esnasında kendi vücutlarına olan hassasiyetleri onları yeme bozukluğuna karşı daha savunmasız hale getirebilmesidir. Ayrıca çevresel faktörler de yeme bozukluğuna zemin hazırlamaktadır. Çevresel faktörler olarak ailenin tutumu, sosyal medya, bireyin arkadaş çevresi gibi etkenler örnek olarak gösterilebilir.
Ailenin tutumu çevresel faktörlerin içinde yer alıyor demiştik. Öyleyse yeme bozukluğu ile başa çıkmak için ebeveynlerin bilinçlendirilmesi oldukça önemlidir çünkü bazı ebeveynler çocuklarının yeme davranışını düzeltmek elinde olmasına rağmen iradesizlikten kaynaklı olarak bu durumu yaşadıklarını düşünebilmektedir. Aslında ebeveynin farkındalığı ve çocuğun yaşadığı problemlerin ipuçlarını fark etmesiyle beraber önlem alması yeme bozukluğunun iyileştirici faktörlerindendir. Bu ipuçlarından bazılarına bakacak olursak;
- Çocuğun zihni sürekli diyet ile meşgulse, yani çocuk sürekli olarak bir diyet döngüsüne giriyor ve bir türlü yapamadığı hakkında konuşuyorsa bu önemli bir ipucudur.
- Çocuğun ayna karşısında fazla vakit geçirmesi (belki saatlerce) ya da bu durumun tersi olarak aynadan fazlasıyla kaçınması da önemli bir belirti olabilir.
- Benzer şekilde aşırı tartılmak veya tartıdan kaçmak istemek de ipuçlarından biridir.
- Yemek yedikten sonra çocuk kusma davranışı gösterebilir. Bunu yakalamak zor olabilir fakat neredeyse her seferinde banyoda çok vakit geçiriyorsa kusma davranışı gösteriyor olabilir. Bu özellikle ‘bulimia nevroza’ denilen yeme bozukluğunun bir belirtisi olabilir.
- Kusma haricinde yemekten sonra yenilen yemeği telafi edebilmek için yapılan aşırı egzersiz yeme bozukluğuna dair önemli bir ipucu niteliğindedir.
- Yemek sofrasına oturmamak için çocuk sürekli ben dışarda yedim, tokum veya sabah kahvaltısını henüz sindiremedim gibi bahaneleri sürekli üretiyorsa bu, çocuğun yemekten kaçınmasına örnek olarak gösterilebilir.
- Her evde abur cubur bulunabilir fakat yeme bozukluğu olan bir çocuk yeme atağı geçirdiği esnada bu abur cuburları tüketebilir. Abur cubur tüketiminden sonra kendini suçlamaya başlar ve bu esnada aynı zamanda ebeveynlerine karşı bir öfke duyabilir. Neden eve abur cubur aldıkları ile ilgili onları suçlayabilir. Eğer abur cuburları kendisi aldıysa bu defa da öfkesi kendisine yönelebilir.
- Evde hazırlanan yemeklerin içeriğine çok hassas olabilir. Ne kadar yağ ve tuz atıldığını sürekli ve aşırı olarak sorgulayabilir.
Genel olarak, yeme bozukluğu ipuçlarından bu maddelerle bahsedebiliriz. Çocukta bir aşırılık varsa (Bu yeme ile ilgili bir davranıştan aşırı kaçınma veya bir davranışta aşırı bulunma olabilir.) dikkate alınmalıdır. Yeme bozukluğunun tedavisinde; aile içi iletişimin güçlü olması, çocuğun yargılanmayacağını bilerek aileyle konuşabilmesi iyileştirici özellik taşır. Yeme bozukluğu terapi ile çözülebilmektedir. Çocuğa bu konuda destek olmak ve yardım alması için terapiye yönlendirmek faydalı olabilir.